3 Aralık 2009 Perşembe

Emek Olmadan Yemek Olmaz!

Eskiden beri kitap okurum.Bu uğurda maddi manevi pek çok sıkıntıya katlanmışve fedakarlık etmişimdir.Çok şükür Allah karşıma iyi insanlar çıkardığı için bu gün insanlar arasında sevilen ve aranıp sorulan bir insan olabildim.Ama bu güne gelene kadar gerçekten çok emek sarfettim.
Bazı insanlar,benim gibi hızlı ve çok kitap okumak istiyorlar,bize de senin gibi olmayı öğret diyorlar.Peki diyorum.Bunu için şunları şunları yapıp,bunları bunları çalışacaksınız diyorum.Hoop yan çiziyorlar.Kaytarmanın yollarını arıyorlar.
E hani benim gibi olacaktın?Benim yaptığım şeyleri yapmadan,geçtiğim yollardan geçmeden nasıl ulaşacaksın aynı yere?
Hadi ben size kestirme yol göstereyim,aynı mücadeleleri siz yaşamayın desem de her şeye kısa ve kestirmeden ulaşmaya çalıştıkları için işlerine gelmiyor.
Canım çok sıkılıyor.Bazen herşeyi bırakıp,köşeme çekilip,kitaplarıma gömleyim istiyorum.Ama hemen,'okuduklarınla bir insana faydan olmayacaksa niye okuyorsun ki?'diye sorup tekrar insan içine çıkıyorum.
Gerçekten benim bilgime ve ilgime ihtiyaç duyan insanları arayarak geçiyor ömrüm.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Okumaya Devam,Almaya da...

Benim kitap sevdam ne yazık ki okumakla sınırlı değildir.Aynı zamanda satın almayı da çok severim, hem de tutkulu bir şekiilde.
Bir kitapçıya girdiğimde adeta kendimi kaybederim ya da kendime gelirim.Hangisi doğruysa artık.Çok farklı duygular içinde olduğum doğru,sanki orada başka bir boyuta geçmiş gibi oluyorum.Zihnim açılıyor,öğrenme isteğim artıyor,her şeyi bilmek istiyorum kitapları gördüğüm zaman.Ankara'da yaşıyorken genelde ayda bir, iki kitap alırdım.Çocuklar küçüktü ve çalışma şartlarım gereği çok okuyamıyordum.Ne zaman ki Nazilli'ye geldik,ben çıldırdım.
Nazilli'de mesafeler kısa, vakit çok.Fazla kültürel faaliyet olmadığından sıkıldıkça kendimi kitaba verdim.Ha bir de paramı...
Ben de bir tutku ki görülmeye değer,alıyorum da alıyorum.
Nazilli'de bir kitapçı var,sağolsun Kasım bey;İlk zamanlar benim istediğim türde kitaplar satmıyordu ama ben hangi kitabı istesem getirtiyordu.Zamanla sattığı kitap profilini çok geliştirdiği için aradığım her şeyi buluyordum,hatta aramadıklarımı bile...
Bir süre sonra orasının benim bilgi irtibat bürom olduğunu düşünmeye başladım,çünkü hangi bilgiye ihtiyaç duysam orada ona ait bir kitap buluyordum.
Bu arada Kasım Bey gelene gidene beni tanıştırıp en iyi okurlarından olduğunu söylüyordu.
Uzun zaman öyle çok kitap aldım ki,bir süre sonra başka bir yer kiralayıp,kitaplarımı orada topladım.Oraya da 'SIĞINAK' adını verdim ki apayrı bir yazı konusu olacak orası.
Bir süreliğine kitap almaya ara vermiştim.Bu gün tekrar aynı yere oğluma bir sözlük alayım diye uğramışken 10 tane kitap aldım ve çıktım.
Anladım ki kitap okumak kadar almak da beni mutlu ediyor.

16 Ekim 2009 Cuma

Bir Kadın Düşmanı

Reşat Nuri, en sevdiğim yazarllardan biridir.Çocukkitaplarından yetişkin kitaplarına geçişim 10 yaşımda 'Kavak Yelleri' ni okumamla başladı.Doğum günümde Hafize adlı bir arkadaşım hediye etmişti...Sağolasın Hafize!
İşte ozaman bu zaman Reşat Nuri okurum.En sevdiğim kitabı ÇALIKUŞU,ama 33 yıl sonra yeniden okuma fırsatı bulduğum 'BirKadın Düşmanı' adlı kitabının ne kadar muhteşem olduğunu anladım.
İlk okuduğumda da çok etkilenmiştim ama bu yaşımda bambaşka duygular içinde okudum.Sonunu bildiğim halde her satırından keyf aldım.
Okuduğum kitapları tekrar okumaktan pek hoşlanmam ama Reşat Nuri'nin bütün kitaplarını defalarca okuyabilirim ve hatta Çalıkuşu'nu 8-9 defa okumuşluğum vardır.
Bir de 'JANE EYRE'i defalarca okumuşumdur.
Zanman zaman okuduğum kitaplarla ilgili fikirlerimi yazacağım,tabii okumaktan fırsat bulabilirsem...

9 Ekim 2009 Cuma

HAYAT AMACIM

Hayatınızın amacını sorguladınız mı hiç? Ben uzun zamandır sorguluyorum.İnsanları çok seviyor,onlarla iletişim kurmayı önemsiyor,birinin bir derdine derman olayım diye çok uğraşıyorum.
Ama herşeyden çok sevdiğim şey kendi başıma kalıp,bir kitabın sayfaları arasına gömülmek!Adeta başka bir dünyaya geçiyorum,zaman mekan duygum karışıyor.Neredeyim,kimim unutuyorum çoğu zaman.
Gençken,öğrenciyken iyiydi ama evlenip hem iş hem de çocuklar hayatıma girdiğinde kitaba ayırdığım zaman azaldı.Bu sıralarda 'Nasıl az zamanda çok kitap okuyabilirim?'sorusunu kendime yöneltip,çözüm bulmaya çalıştım.
İkinci çocuğuma hamileyken yani 1989 yılında iş arkadaşımın eşi bu konuyla ilgilendiğimi öğrenince Hızlı Okumayla ilgili bir kitap getirdi.
İşte o zamandan bu zamana hızlı okuma kavramı hayatıma girmiş oldu.En kısıtlı zamanlarda bile kitaptaki uygulamaları yapıp okuma hızımı geliştirmeye başladım.
Daha ileriki yıllarda da bu konudaki gelişmeleri takip ettim.Bu konuyla ilgili gelişmeleri düzenli bir şekilde yazmaya devam edeceğim.